Açıklama : Vaktiyle padişahlardan biri şehri dolaşmaya
çıkmıştı. Tanınmamak için kıyafetini değiştirmiş, yanına da bir kölesini
almıştı. Halkın kendi yönetimi hakkında neler düşündüğünü öğrenmek
istemişti.
Mevsim kıştı. Soğuk her yeri kasıp kavuruyordu.
Yolu bir mescide düştü.
İki yoksul bir köşede titreyerek oturuyordu. Gidecek başka yerleri yoktu.
Onların ne konuştuklarını merak eden padişah yanlarına sokuldu.
-
Tabii sokmam. Biz burada soğuktan donarken o sarayında keyif sürsün.
Bizim halimizden haberdar olmasın. Sonra da kalkıp cennette bana komşu
olsun. Ben öyle komşuyu istemem arkadaş, dedi.
Gülüştüler.
Padişah kölesine:
- Bu mescidi ve adamları unutma! dedi.
Saraya dönünce mescide adamlarını yolladı. İki fakiri alıp saraya getirdiler.
Zavallılar başımıza neler gelecek diye korkuyla bekleşirken onları dayalı, döşeli bir odaya yerleştirdiler.
- Burada yiyip, içip yatacak, padişahımıza dua edeceksiniz. Cennette size komşu olmasına karşı çıkmayacaksınız, dediler.
Padişah ne iyi kalpli imiş, değil mi? Peygamberimiz yoksula yardım edenleri şöyle övmüştür:
"Bir mü'mini dünya dertlerinden kurtaranı, Allah, ahiret dertlerinden kurtarır."