Açıklama : Süleymaniye timinin, ABD askerlerine silahla karşılık vermemelerinin sebebi bakın neymiş. 10 Nisan 2003 Kerkük.
11 Nisan 2003 Musul.
Tapu ve nüfus idareleri peşmergeler tarafından yağmalanıyor.
Demografik yapıyı değiştirmek için Türkmen ve Araplara ait kayıtlar yakılıp yok ediliyor.
Bu sırada Irak birlikleri Kuzey'i terk etmiş, bölge tamamen Amerikan birlikleri ve peşmergelerin hakimiyetine geçmiş durumda.
***
Süleymaniye'de konuşlanan Türk özel harekat timi gelişmeleri yakından izliyor.
Türk istihbaratı bölgede etkin. Meydana gelebilecek olaylar hakkında önceden haber alma kabiliyetine sahip.
Türkmenler de Türk askerine yardımcı oluyor, rehberlik yapıyor.
Nitekim,
Türkmenlere ait tapu kayıtlarını yok etme hazırlıkları
istihbaratçıların başarılı çalışmasıyla önceden öğreniliyor ve
Süleymaniye'de görevli özel birlik bu kayıtların tamamını kopyalayarak
Türkiye'ye gönderip, güvence altına alıyor.
***
Türkiye'nin Kuzey Irak'taki etkinliği sadece bu kritik operasyonla sınırlı kalmıyor.
Bölgedeki Türkmenlere, Türkiye'den yardım malzemeleri ulaştırılıyor:
İlaç, yiyecek...
***
Bu
sırada peşmergeler, bölgede Türkmenleri ve Arapları yok sayarak her
istediğini yapabilmek için Amerikalıları kışkırtıyor ve Süleymaniye'deki
birliğin etkisiz hale getirilmesine karar veriliyor.
Çuval
olayından önce, 22 Nisan 2003'te Türkmenlere gıda veilaçgötüren Türk
timi, "Silah taşıyorsunuz" iddiasıyla ABD birlikleri tarafından
durduruluyor.
Yardım konvoyundaki Türk askerleri 2 gün süreyle alıkonuluyor.
ABD'liler
"Misafir ettik" diye açıklama yapıyor ama asıl amaç Türk birliğini
caydırıp, hareket kabiliyetini kısıtlamak ve peşmergeleri bölgenin tek
hakimi haline getirmek...
***
Ardından Türk-Amerikan ilişkilerini derinden yaralayan "çuval olayı" meydana geliyor.
4 Temmuz 2003 tarihinde.
Yani ilk olaydan yaklaşık 2,5 ay sonra.
Süleymaniye'deki
Türk karargahında görevli bir binbaşı komutasındaki 11 Türk özel
harekatçı ve Türkmen mihmandar, Amerikan 173. Hava İndirme Tugayı'na
bağlı askerler ve peşmergelerin baskınına uğruyor.
Baskın
sırasında Türk askerleri gelenleri önceden görüyor. Ancak Amerikalılar
daha önce de o binaya birkaç kez "kahve içmeye" geldiği için bunun bir
saldırı olduğuna ihtimal verilmiyor.
Ta ki, Amerikan askerleri teslim olmalarını söyleyene kadar.
***
Olay sırasında Türk özel harekatçıları silahla karşılık verme fırsatı buluyor ancak bunu tercih etmiyor.
Peki
hepsi özel eğitimli bu askerler neden teslim oluyor? Birincisi;
Süleymaniye timi, üstlendiği kritik operasyonu tamamlamış olmanın, yani
tapu kayıtlarını Ankara'ya ulaştırmanın verdiği rahatlıkla hareket
ediyor.
İkincisi; timin komutanı serinkanlı davranarak, iki ülke
arasında ağır sonuçlar doğurabilecek büyük bir çatışmayı önlüyor.
"Karşılık vermeyin" diyor.
***
ABD'liler 11 asker ve Türkmen mihmandarı derdest edip başlarına çuval geçirerek götürüyor ve 60 saat süreyle sorguya çekiyor.
Ama
gerek sorgulamada, gerekse büroda yapılan aramalarda Türk "özel
ekiplerinin" gizlice yürüttüğü "tapu operasyonuna" ilişkin herhangi bir
belge ya da bilgiye ulaşılamıyor.
***
Süleymaniye'deki
Türk askerleri her ne kadar başlarına çuval geçirilmiş olsa da,
kopyalanıp götürülen belgelerle, asıl çuval tapu kayıtlarını yakarak her
şeyi yok edeceklerini sanan peşmergelerin başına geçmiş oluyor.
***
Süleymaniye'de
önemli olan, Türk askerlerinin hem operasyonu başarıyla tamamlaması,
hem zayiat vermemesi, hem de iki ülke ilişkilerini içinden çıkılmaz bir
noktaya sürüklememesiydi.
Çünkü Amerikan askerlerine karşılık
verilmesi durumunda çıkacak çatışmada ölü sayısı yüksek olabilirdi.
Nitekim, olay sırasındaGenelkurmayHarekat Başkanlığı görevini yürüten
Korgeneral Köksal Karabay, emekliye ayrıldıktan sonra çok önemli bir
detayı şöyle açıklıyordu: "ABD askerleri Türk timinin bulunduğu sokağa
girdiklerinde tim komutanı kapıya çıkıp 'hoşgeldiniz' diyor. ABD'liler
üzerine çullanıyorlar.
Bu sırada herkes ateş etmeye hazır. Ama
tim komutanı binbaşı Aydın elini kaldırarak 'ateş etmeyin' diyor. Olayı
soruşturan ABD'li Korgeneral John Slyvester'in 'Neden ateş etmediniz'
sorusuna Tim komutanı Binbaşı Aydın E. 'O kadar acemice geliyorlardı ki,
ateş etsek en az 60 kişiyi öldürürdük. Biz de ölürdük ama iki ülke
arasında kapanmaz bir yara oluşurdu' diyor. Bunun üzerine General
Slyvester'in tim komutanını Aydın'ı alnından öpüyor."
***
Türk
askerleri serbest bırakıldıktan sonra ABD Genelkurmay Başkanı'nın Türk
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök'ü arayarak özür dilediği ve şu
mesajı ilettiği öne sürülüyor: "Askerlerinizin anlayışlı davranması
beni çok mutlu etti. Tanrıya bin şükür, askerleriniz ve askerlerimiz
evlerine sağsalim dönebildi."
***
Bu olaydan 7 yıl sonra,
kamuoyuna açıklanan "Musul ve Kerkük'teki tapu operasyonu" haberi
gösteriyor ki, Türkmenlerin bölgedeki gayrimenkulleri güvence altına
alınmış, operasyon başarıyla tamamlanmıştır...
Yazan : ALİ İBİCAN |Tarih : 14.12.2010 - BAŞLARINA ÇUVAL GEÇİRİLEN ÖZEL HAREKAT TİMLERİNE KİM, HANGİ HAKLA TESLİM OLMALARI EMRİNİ VERİYOR?- SİLAH, BİR ASKERİN NAMUSUDUR. BİZ TÜRKLER NEZAMANDAN BERİ NAMUSUMUZU BUKADAR KOLAY TESLİM EDİYORUZ?- HER NEŞARTTA OLURSA OLSUN BU VATANI VE NAMUSUMUZU KORUMAK İÇİN BAYRAĞA VE SİLAHA EL BASARAK NAMUS VE ŞEREF ÜZERİNE EDİLEN YEMİN UNUTULDUMU?- EĞER BU ÇATIŞMA YAŞANSAYDI, EMİN OLUNKİ BAŞTA ABD VE DİĞER DÜNYA DEVLERLERİ BİZİM ASLA VE ASLA ŞAKA YAPMAYACAĞIMIZI, VATANIMIZ VE ŞEREFİMİZ İÇİN HERYERDE VE HERŞARTTA ÇARPIŞIP ŞEHİD OLACAĞIMIZI DAHA İYİ ANLARLAR VE DAHA DİKKATLİ HAREKET ETMEK ZORUNDA KALIRLARDI...!!!!! Yazan : sami ulusoy |Tarih : 28.11.2010 iyide sormazlarmı adama bu gizli bilgileri siz nereden duydunuz diye...pekte inandırıcı gelmedi...